Sevemedim Merkez

 
Sevemedim Merkez Sevemedim Merkez

Robotik bir şekilde sabah uyanıp, kendi dışımızda gelişen bir dünyaya ayak uydurma çabası ile bir şeyler yaşayıp tekrar aynı yatağa girip ertesi güne mental olarak hazırlanmaya çalışıyoruz. Milattan önce 469’da Atina’da doğan Sokrates’in* dünyaya bırakmış olduğu en büyük eser belki de Platon’du. Diyalogların gücüne çok inanıyorum. Platon’un meşhur diyalogları bilindiği üzere kendi fikirlerini içermeden, okuyucusunu düşünmeye, mantık yürütmeye iten bir teknik olarak felsefe dünyasına boyut atlattı. Bu alt yapı da malesef birçoğumuzda artık yok denecek kadar az. Artık günümüzde iç sesimizle dahi bir diyalog halinde değiliz çünkü konuşmak ve konuşarak bir şeyleri ifade etmek için de kültürel bir alt yapının gerektiğinin farkındayız. . O günden beridir bana kalırsa diyalog dediğimiz şey aslında ikili konuşmanın çok ötesinde beyin kasının en iyi idman şekli olarak süregelmiştir. Zaten bence “Şarlo”nun zirve eserinden sonra kimse de böyle bir eleştiri yapmaya kalkmamalı. Fakat yazımın konusu bir “Modern Zamanlar” eleştirisi değil.

Sevemedim Merkez

Platon’un meşhur diyalogları bilindiği üzere kendi fikirlerini içermeden, okuyucusunu düşünmeye, mantık yürütmeye iten bir teknik olarak felsefe dünyasına boyut atlattı. Diyalogların gücüne çok inanıyorum. Fakat yazımın konusu bir “Modern Zamanlar” eleştirisi değil. . Bu alt yapı da malesef birçoğumuzda artık yok denecek kadar az. Artık günümüzde iç sesimizle dahi bir diyalog halinde değiliz çünkü konuşmak ve konuşarak bir şeyleri ifade etmek için de kültürel bir alt yapının gerektiğinin farkındayız. O günden beridir bana kalırsa diyalog dediğimiz şey aslında ikili konuşmanın çok ötesinde beyin kasının en iyi idman şekli olarak süregelmiştir. Robotik bir şekilde sabah uyanıp, kendi dışımızda gelişen bir dünyaya ayak uydurma çabası ile bir şeyler yaşayıp tekrar aynı yatağa girip ertesi güne mental olarak hazırlanmaya çalışıyoruz. Milattan önce 469’da Atina’da doğan Sokrates’in* dünyaya bırakmış olduğu en büyük eser belki de Platon’du. Zaten bence “Şarlo”nun zirve eserinden sonra kimse de böyle bir eleştiri yapmaya kalkmamalı.