Kendi siyasi geleceklerini, partinin değerleri ve misyonuyla bütünleştirememiş yöneticilerin verdikleri karar da doğaldır ki kişisel oluyor. Partilerin aday çalışmaları son aşamaya gelmiş durumda. İşbirliği konusunda neyin olacağı veya neyin olmayacağı da netleşmiş durumda. . İktidar, kendince bir “zafer” üretebilirse muhalefetin yaşayacağı acılara kesinlikle kayıtsız kalacaktır. Yerel seçimlerde başarısızlık olsa da genel seçim sonuçlarıyla bir süre daha idare edecek durumdalar. Anayasa değişikliği, hemen yaz aylarında bir referandum ve gelsin kafalardaki “yeni Türkiye”. Kafalardaki planlar. Muhalif siyasi yapı ve kadroların çalışmalarında şu ana kadar büyük bir umut üretilmekte zorlanıldı. Birçok aday açıklandı, son kalanların da önümüzdeki hafta açıklanması gerekiyor. Sonra seçimsiz bir dört yıl. Yalnızca oluşacak sonuçlar belli değil. Kararlar verildi, sorumluluklar yüklenildi. Kazanmak zafer, kaybetmek siyasette hüsran olarak algılanıyor. İktidar, “Bir aşamayı daha geçmek için bir engeli daha kaldırdık” anlayışıyla harekete geçecektir. Genel seçimlerde muhalefet adayına oy veren yüzde 48’lik kitlenin öncelikleri, bir noktada toparlanıp toparlanmayacakları ise belirsiz. 31 Mart’ta yapılacak seçimlere iki aydan az bir süre kaldı. Bu genelleme ve bilgiler bile muhalif partiler, yöneticileri ve liderleri için alarm zillerinin çalmasına neden oluyor bizce. Bir ittifaka karşı, zaman zaman kendilerine de muhalefet ederek yarışacaklar. Bu aşamadan sonra siyasi muhalif yapıların, kadroların ve liderlerin durumları muhalif kitleden birçok kişinin de umurunda olmayabilir artık. Son seçimlerden başarıyla çıktılar. . Ancak kendileri açısından büyük bir hüsran gelişirse, kalan iktidar süresini tamamlamakta zorlanır, kafalardaki planlarını unutabilirler. CHP, İYİ Parti, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Saadet Partisi, Memleket Partisi ve yoğun olarak Kürt yurttaşların oy verdiği DEM Parti. Ya yansırsa? İşte bu noktada kafalardaki planları düşünebiliriz. Hâlâ hiçbir sorun yokmuş gibi davranmaya devam edecek miyiz?",. Bu noktada kapıyı aralık bırakıp muhalefete bakalım. Çünkü ittifak iktidarına karşı dağınık muhalefet yarışa giriyor. Bütün temenniler dağınıklığın sandığa yansımaması yönünde. Onun dışında yenilgi üzerine yenilgi. 21 yılda iktidara karşı yalnızca bir kere, 2019’da kazanılmış bir başarı var. Parti yöneticilerinin bu dönemlerde ziyaretçisi çok olur, kafaları da karışık. 21 yıldır ülkeyi, AKP ve daha sonra oluşan Cumhur İttifakı yönetiyor. Dağınıklar. Kalanların belirlenme anlayışı da kamoyunca artık öğrenilmiş durumda. . Muhalefetin en büyüğünden en küçüğüne hepsi genel hatlarıyla kararlarını verip adaylarını tercih ettiler. . Olası başarı ya da başarısızlığa giden yolun taşları şu an döşenmiş durumda.
Genel seçimlerde muhalefet adayına oy veren yüzde 48’lik kitlenin öncelikleri, bir noktada toparlanıp toparlanmayacakları ise belirsiz. Ancak kendileri açısından büyük bir hüsran gelişirse, kalan iktidar süresini tamamlamakta zorlanır, kafalardaki planlarını unutabilirler. Bütün temenniler dağınıklığın sandığa yansımaması yönünde. İktidar, kendince bir “zafer” üretebilirse muhalefetin yaşayacağı acılara kesinlikle kayıtsız kalacaktır. . Birçok aday açıklandı, son kalanların da önümüzdeki hafta açıklanması gerekiyor. İktidar, “Bir aşamayı daha geçmek için bir engeli daha kaldırdık” anlayışıyla harekete geçecektir. Bir ittifaka karşı, zaman zaman kendilerine de muhalefet ederek yarışacaklar. Partilerin aday çalışmaları son aşamaya gelmiş durumda. Parti yöneticilerinin bu dönemlerde ziyaretçisi çok olur, kafaları da karışık. CHP, İYİ Parti, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Saadet Partisi, Memleket Partisi ve yoğun olarak Kürt yurttaşların oy verdiği DEM Parti. Sonra seçimsiz bir dört yıl. Bu noktada kapıyı aralık bırakıp muhalefete bakalım. 31 Mart’ta yapılacak seçimlere iki aydan az bir süre kaldı. Muhalefetin en büyüğünden en küçüğüne hepsi genel hatlarıyla kararlarını verip adaylarını tercih ettiler. Bu genelleme ve bilgiler bile muhalif partiler, yöneticileri ve liderleri için alarm zillerinin çalmasına neden oluyor bizce. Çünkü ittifak iktidarına karşı dağınık muhalefet yarışa giriyor. Anayasa değişikliği, hemen yaz aylarında bir referandum ve gelsin kafalardaki “yeni Türkiye”. Kendi siyasi geleceklerini, partinin değerleri ve misyonuyla bütünleştirememiş yöneticilerin verdikleri karar da doğaldır ki kişisel oluyor. Kazanmak zafer, kaybetmek siyasette hüsran olarak algılanıyor. Son seçimlerden başarıyla çıktılar. Bu aşamadan sonra siyasi muhalif yapıların, kadroların ve liderlerin durumları muhalif kitleden birçok kişinin de umurunda olmayabilir artık. . 21 yılda iktidara karşı yalnızca bir kere, 2019’da kazanılmış bir başarı var. Muhalif siyasi yapı ve kadroların çalışmalarında şu ana kadar büyük bir umut üretilmekte zorlanıldı. Yerel seçimlerde başarısızlık olsa da genel seçim sonuçlarıyla bir süre daha idare edecek durumdalar. Dağınıklar. Kafalardaki planlar. 21 yıldır ülkeyi, AKP ve daha sonra oluşan Cumhur İttifakı yönetiyor. . Kararlar verildi, sorumluluklar yüklenildi. Onun dışında yenilgi üzerine yenilgi. İşbirliği konusunda neyin olacağı veya neyin olmayacağı da netleşmiş durumda. Yalnızca oluşacak sonuçlar belli değil. Kalanların belirlenme anlayışı da kamoyunca artık öğrenilmiş durumda. Olası başarı ya da başarısızlığa giden yolun taşları şu an döşenmiş durumda. Ya yansırsa? İşte bu noktada kafalardaki planları düşünebiliriz. Hâlâ hiçbir sorun yokmuş gibi davranmaya devam edecek miyiz?",. .